5 Mart 2012 Pazartesi

bekleme salonları düşünme araçlarıdır-sesli se-v-dalı

boyumun ölçüsünü seninle  rastlaştığımızda aldım isteksizce gittiğim büyük ses getiren 2 eylülde. . sessiz sedasız da değildi üstelik bol ses getiren fanta ihtişamında. geçmişte canını sıktığım herkesin intikamını alır gibiydi ağzın seni seviyorum derken. tutamayacağımız sözler verirken. aklıma tanrıyla arası iyi olan insanların duaları gelmişti.ellerim yine dünyanın en çirkin elleriydi.bulunduğumuz yer yazbuzuydu (sıcaklığını hissettirememiş bir mevsimdi ), kısacıktı. seninle 4 yıl yürüyeceğimiz yolun aynısıydı. ve benim o yolda durmam hiçbir anlama gelmezdi. benim çaresizliğim seni  ne de güzel hissettirirdi. ben hissiz oldum zaman içinde. daha sonra da kağıttan gemi oldum. sen yaptın oldum. hala cevabı duymak istiyorsan zamanın pisliğini tattıktan sonra -ki bu çok geç bir şekilde sonuç verdi -hala ordayım ,bilirsin yenilgiyi sevmem,hem itiraf ediyim o günden sonra çok ses getiren yerlere gitmekten korktum,senin üstüne adam tanımak istemedim çünkü.. kimse o sarı t-hirt ve boyununa asılı beyaz hırkayla öyle güzel durmuyordu.neden zayıf olduğumu soruyorlar bana :seni öyle iştahlı anlatıyorum ki karın tokluğuna sebebiyet veriyor. bırak bunları diyorum içimden. ha artık zamandır,mesafedir afedersiniz -şeyimde değil. emin olunamasada şuan benimle mi ? - benimle gidicekmi?- bilemem ama bununlada yaşanmıyacağını anladım. hep dersin daha yolun başındayız ..

1 yorum: